Titanik'in Batışındaki Gizemler: Yeni İncelemelerle Ortaya Çıkan Gerçekler

Titanik gemisinin batışında rol oynayan buzdağı parçalarının yolcu kabinlerine girdiği sır yeni incelemelerle ortaya çıktı. Yapılan dijital taramalar, geminin gövdesinde A4 kâğıdı boyutlarında deliklerin bulunduğunu da belirledi. BBC'nin haberine göre, Titanik’e yapılan ilk tam kapsamlı taramada elde edilen üç boyutlu dijital görüntüler, geminin sulara gömülmeden önceki sürece dair yeni ayrıntıları gün yüzüne çıkardı.
Buzdağına çarpmasının ardından ortadan ikiye ayrılan geminin 3 boyutlu görüntülerinde, 3 bin 800 metre derinlikte yer alan geminin enkazı ilk defa tamamıyla görüntülendi. Elde edilen görüntülerde A4 kağıdı boyutundaki çok sayıda deliğin geminin batmasına yol açan nedenlerden biri olduğu saptanırken, buzdağının parçalarının çarpışma sırasında bazı yolcu kabinlerinin içine girdiği belirlendi. Bu durum, Titanik'in trajedisinin boyutunu daha iyi anlamamıza yardımcı olmaktadır.
Titanik uzmanı Parks Stephenson, yeni rastlanan bulgulara ilişkin, 'Titanik gemisi, bu felaketin yaşayan son görgü tanığı ve onun hala anlatacak hikayeleri var.' ifadesini kullandı. Bu açıklama, Titanik'in sadece bir gemi değil, aynı zamanda bir tarihsel olayın sembolü olduğunu vurgulamaktadır. Geminin batışı, denizcilik tarihinin en trajik olaylarından biri olarak hafızalarda yer etmektedir.
Geminin kazan dairesinin incelendiği yeni görüntülerde işçilerin, geminin ışıklarının açık kalması için sonuna kadar mücadele ettikleri anlaşıldı. Stephenson, ışıkları açık tutmak için fırınlara kömür depolayan mühendis ekibinin çabaları sayesinde birçok kişinin hayatının kurtulduğunu belirtti. Bu durum, mürettebatın ve yolcuların güvenliği için gösterilen özveriyi gözler önüne sermektedir.
İşçilerin ışıkları ve elektriği sonuna kadar çalışır durumda tuttuklarını kaydeden Stephenson, 'Böylece mürettebata cankurtaran botlarını zifiri karanlıkta değil, az ışıkla güvenli bir şekilde suya indirmeleri için zaman tanıdılar.' dedi. Bu çabalar, Titanik'in batışı sırasında yaşanan kaosun ortasında bile insan hayatına verilen önemi göstermektedir.
Stephenson, incelenen görüntülerde buhar vanasının gemi battıktan sonra açık halde bulunmasının bu durumu kanıtladığını söyleyerek, bu ekibin kahramanca davrandığını kaydetti. Bu bulgu, geminin batışı sırasında yaşanan olayların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamaktadır. İşçilerin gösterdiği cesaret, denizcilik tarihindeki önemli bir yer edinmiştir.
Titanik gemisi, 10 Nisan 1912'de 2 bin 224 yolcu ve mürettebatla New York'a gitmek üzere İngiltere'nin Southampton kentinden yola çıkmıştı. Gemi, 15 Nisan 1912'de bir buzdağına çarptıktan sonra Kuzey Atlantik'in sularına gömülmüştü. Kazada 1500'den fazla kişi yaşamını yitirmişti. Birkaç saat sonra kaza yerine ulaşan Carpathia gemisi 710 kişiyi kurtarmıştı. Bu olay, deniz kazalarının trajik sonuçlarını bir kez daha gözler önüne sermektedir.